Hukuk düzeni dışında yer alan bir olay
sonucunda bir kişinin zarar görmesi, hukuken düzeltilmesi gereken bir durumdur.
Kişinin zarar gördüğü olaydan önceki haline getirilmesi amacıyla zararının
karşılanmasına tazminat, bu konudaki kuralların oluşturduğu bütüne ise Tazminat
Hukuku diyoruz.
Genel olarak, "maddi tazminat
davası" ve "manevi tazminat davası" olmak üzere iki tür tazminat
davası vardır:
Kişiler arasında adaletli ve özgür yaşamın
tesis edilmesini amaçlayan hukuk disiplini, oluşturduğu düzenin dışına
çıkılması durumunda bazı yöntemler kullanarak düzeni korumaya çalışır. Bu
yöntemlerden biri de tazminattır.
Tazminat Hukuku’nun içeriğini oluşturan
kurallara göre tazminat, kişilerin devlet tarafından ya da tüzel veya gerçek
herhangi bir kişi tarafından gerçekleştirilen fiiller neticesinde uğradığı
zararın giderilmesini içeren bir uygulamadır. Zarar veren fiilin tüzel veya
gerçek kişi tarafından, hatta devlet tarafından işlenebildiği gibi zarar gören
de tüzel kişi olabilir. Dolayısıyla devlet de bu tarafta yer alabilir. Ayrıca
zarara sebebiyet veren fiilin hukuka aykırı olması gerekir. Hukuk düzeni
sınırları içinde yer alan bir fiil sebebiyle tazminata hükmedilemez. Örneğin;
kamulaştırma usullerine uygun olarak arazisi kamulaştırılan kişinin, bu olay
neticesinde tazminat istemeye hakkı yoktur. Tazminat hakkıyla ilgili bir diğer
durum ise tazminatı doğması için meydana gelen zararın, mevzubahis fiil ile
arasında illiyet bağı olmasıdır. İlliyet bağını ise; sonucun o olayın
neticesinde gerçekleştiğini, o olay gerçekleşmeseydi bu sonucun da meydana
gelmeyeceğini ifade eden bir unsur olarak ifade edebiliriz.
Tazminat Hukuku adını verdiğimiz alanda
maddi tazminat, manevi tazminat ve cezalandırıcı tazminat olmak üzere bazı
tazminat çeşitleri öngörülmüştür. Maddi tazminat kişinin malvarlığındaki hukuka
aykırı fiil neticesinde gerçekleşen azalmaların giderilmesini, manevi tazminat
kişinin hukuka aykırı fiil sebebiyle yaşadığı şiddetli acı, elem, ızdırap gibi
durumların oluşturduğu manevi tahribatın giderilmesini, cezalandırıcı tazminat
ise hukuka aykırı fiilin sebep olduğu bütün zararın giderilmesini öngören
tazminattır.
İş Kazası Tazminatları
Ülkemizde bu konudaki hassasiyetin
yeterince gelişmemiş olması, yüksek miktarda iş kazasının meydana gelmesine ve
bu sebeple çok fazla insanın mağduriyetine yol açmaktadır. Ancak iş kazasından
doğan zararların giderilmesi ve bu sebeple ortaya çıkan mağduriyetlerin önüne
geçilmesi tazminat yoluyla bir nebze olsun mümkün olmaktadır. Tazminat
Hukuku kapsamında düzenlendiği üzere; iş kazası meydana gelmesi
durumunda Cumhuriyet savcısı tarafından ceza davası, Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından rücu davası ve işçinin vefatı durumunda mirasçıları
tarafından tazminat davaları açılabilir. Tazminat davası, Borçlar
Kanunu’nda yer alan haksız fiil hükümlerine gidilerek açılır. Buna göre
istenebilecek tazminatlar maddi ve manevi tazminattır. Maddi tazminatta;
tedavi giderleri, bedensel zarar sebebiyle çalışılamayan süre boyunca yaşanan
kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesinden doğan zararlar,
ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar, cenaze giderleri ve ölenin
desteğinden yoksun kalanların uğradığı zararlar istenebilir. Manevi
tazminatta ise, belli bir zarar öngörülmemiş, kazaya uğrayan kişinin veya
yakınlarının yaşadığı manevi tahribatın boyutuna göre hakimin takdiriyle bir
zarar miktarı belirlenir.
Trafik Kazası Tazminatları
Haber bültenlerinden aşina olduğumuz ve
her geçen gün daha vahim bir hal alışına tanıklık ettiğimiz üzere ülkemizde çok
fazla trafik kazası gerçekleşmektedir. Bu kazalarda yaşanan can kaybından daha
önemli bir şey olmasa da yaşanan bedensel ve maddi zararlar da dikkat çekici
boyuttadır. Trafik kazaları sebebiyle doğan zararlar da tazminat davası
konusuna girmektedir. İstenebilecek tazminat türü bu davalarda da maddi ve
manevi tazminattır. Maddi ve manevi tazminatın içeriği İş Kazası Tazminatları
başlığında değindiğimiz unsurlarla aynıdır. Burada farklı durum davanın
yöneltileceği kişiler hususundadır. Karayolları Trafik Kanunu’nunda yer
alan motorlu araç işletenin sorumluluğu hükümlerinin devreye girdiği bu durumda
kaza esnasında aracı kullanan kişinin yanında aracın resmi sahibi de birlikte
sorumludur ve dava bu kişilere yöneltilir. Zira motorlu araç işletenin
sorumluluğu bir risk sorumluluğudur. Bu kişiler belli şartları sağlamaları
durumunda sorumluluktan kurtulabilirler
Kişilerin başlarına gelen haksız durumlar sonucunda uğradıkları zararın
tazmininde ihtiyaç duydukları husus genel hukuki bilgiye olduğu gibi özel
durumlarla da karşılaşılabilmesi itibariyle özel hukuki bilgiye de gereksinim
duyulması sonucunu doğurmaktadır. Hukuk büromuzda Tazminat
Hukuku kapsamında yer alan her tür güncel hukuki bilgiye sahip
avukatlarımız, bu konuda her türlü desteği sağlamayı ilke edinmişlerdir.